İçeriğe geç

Kategori: Şiirlerim

Yeni Bir Sayfada Sana Bakmak

Her şey yapılabilir bir beyaz kağıtlaUçak örneğin uçurtma meselaAltına konabilir bir ayağı ötekilerden kısa olduğu içinSallanan bir masanınVeya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısaBir ömür üzerine
Bir beyaz kağıda herşey yazılabilirSenin dışındaGüzelliğine benzetme bulmak zorSen iyisi mi sana benzemeye çalışan herşeydenBir gülden, bir ilk bir sonbahardan sorBelki tabiattadır çaresi senin bir çiçeğe bu kadar benzemeninVe benim bilinci nasırlı bahçıvan çaresizliğimAnlarım bitkiden filan ama anlatamamToprağın güneşle kavuşmasınıSana çok benzeyen bir çiçek yoluyla
Sen bana ışık ver yeter bende filiz çokKöklerin içimde gizlidir,Gelen, giden arayan, soran dere budak yokBir şiir istersin içinde benzetmeler olanKusura bakma sevgilimHeybemde sana benzeyecek kadar güzel birşey yok… yok!
Uzun bir yoldan gelen, tedariksiz katıksız bir yolcuyumYaralı yarasız sevdalardan geçtimKoynumda bir beyaz kağıt boşluğuHerşeyi anlattım olan olmayan, acıtan sancıtanBilsem kisana varmak içindi bütün mola sancıları,Daha hızlı koşardım, severadım gelirdim gözlerinin mercan maviliğineSana bakmak suya bakmaktıSana bakmak, bir mucizeyi anlamaktı
Sana sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktırAşk sorgusunda şahanem, yalnız kelepçeler sanıktırNe yazsam olmuyor çünkü bilenler hatırlarHem yapılmış hem yapma çiçek satanlar baçıvanlar değil tüccarlarSen öyle gçz, sen öyle toprak ve güneş ortaklığıSen içimde cennet kayganlığı iken,Sana şiir yazmak ahmaklıktı…
Bir tek söz kalır dişlerimin arasındaBen sana gülüm derim gülün ömrü uzamaya başlarVerdiğim bütün sözler sende kalsın isterimBen sana gülüm derim gül sana benzediği için ölümsüz,Yazdığım bütün şiirler sanabaşlayan bir kitap için önsöz
Sana bakmak bir beyaz kağıda bakmaktırHerşey olmaya hazırSana bakmak, suya bakmaktırGördüğün suretten utanmakSana bakmak,Bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktırSana bakmak,Allah’a inanmaktır.
Yılmaz Erdoğan
Yorum Bırak

Sabahın Gizemi

Saat sabahın dördü ve beşi

Henüz dökülmedi gün penceremden

Gölgeler zikre durmuş duvarlarımda

Gecenin en karanlık zifirisinden

Gölgeler yakalamış beni ellerimden

Saat sabahın dördü ve beşi

Bana bir kelime ver derinlerinden

Yerle bir edeyim soğuk duvarları

Kasımın rayihasından gülün perçeminden

Bana bir kelime ver derinlerinden

Saat sabahın dördü ve beşi

Henüz dökülmedi gün penceremden

Dizeler nakşetmeliyim duvarlarına

Tedirgin olamazsın şiirlerimden

Henüz dökülmedi gün penceremden

Saat sabahın dördü ve beşi

Güneş uyanacak bak düşlerimden

Tedirgin çığlığın o izbe sesi

Öpebilir beni gizemlerimden

Acele etmelisin!

Henüz dökülmeden gün penceremden…

Yorum Bırak

Yüzyılın Pişmanlığı

Koyu bir gece karanlığında

Bir ekran ışığı kadar aydınlığım olurdu

Sigara dumanından puslar üflediğim

Bir sen kadar yalnızlığım olurdu

Mum devri değilmiş ki bu yüzyıl

Dibine ışık veren hayallerim olurdu

Gece sessizliğe sorduğumda adını

Burcu burcu bir fısıltım olurdu

Küllerim ayakuçlarıma düşerdi neden?

Oysa ilk alevim saçımda kor olurdu…

Gözlerimde biriken sağanaklı uykuların

Pembe pamuk düşleri olurdu

Sessizliği ani delen yağmurların

Güne yeşeren heyecanları olurdu

Belkiler girdabında üşüyen gönlün

Umutlardan fırtınası olurdu

Isıtan ve ışıtan…

Yorum Bırak

Göçmen Kuş

Sen uçurumun kenarında bir kuş

Ben vadinin tam ortasındayım

Gökten umut topla kanatlarınla

Ben acıların, kederlerin diyarındanım

Göğümde çırpsan ya kanatlarını

Sana söz rüzgarlarla sevişmeyeceğim

Şarkını duyarsam şafaklarımda

Biliyorum bu cenkten vazgeçeceğim

Uçmazsan gönlümün şuh çemberinde

Kalbinin sesini nasıl dinlerim?

Görmezsen ruhumu eşsiz teninde

Ben bu denizleri nasıl geçerim?

Göç zamanı bu, mevsim sonbahar

Göğümden ne çabuk kayboluyorsun

Bu vadi, bulutlarım ve kederli diyar

Gözlerimde yağmur, kar oluyorsun

20/12/2021

Yorum Bırak

Bedel

Ne tüy gibi hafifim ne kar gibi beyazım

Soluğum dar gelir ciğerlerime

Günahlarımın çokluğundan belki

Sola çeker yürürken adımlarım

Tövbeleri çoktan düşürdüm dilimden

Kaburgamın tam ortasında küfürü duyarım

Ah şu mazi, eski günler

Ne helalinden yedim ne de haramım

Kan kokuyor geçtiğim sokaklar

Burnumdan oluk oluk kan akıyor

Acıttığım canlar kadar acıyor canım

Yanıyorum el değmemiş yerlerimden

Az ya da çok değilim tam kararım

Ah şu mazimiz, eski günlerimiz

Ne biraz kârım ne külli zararım

Toprak oluyor omuz verdiğim aşklar

Mezarlarında morundan menekşeler açıyor

Sen, ben, o, hepimiz yarım

Açılıyor aramız ıslak göklerden

Kuraksan bardaktan boşanırcasına yağarım

Lakin, ne güzüm artık sana ne de baharım

Yorum Bırak

Olmayacak Dua

Olmayacak duaya amin demek bu!

Çok mu dualı dudakların?

Avuçların semayı mı izler bir günçiçeği gibi?

Hiç oralı olmadın, buralı da sayılmazsın

Arafın grisine gebe bütün mevcudiyetin

Asla da doğuramazsın!

Ya da doğabilir misin bir güneş gibi?

Vazgeç çünkü aradın, aramakla bulamadın

Bir gün olsun bulanlardan da olmadın

Sen gölgene hapsolmuşsun, karasın

Ulaşılmaz yıldızın şavkına varamazsın

Olmayacak duaya amin demek bu!

Doğru kalabilir misin bir elif gibi?

Sen bu topraklardan medet umamazsın

Vazgeç!

Olmayacak duaya amin demek bu!

19/03/2022

Yorum Bırak

Nasihat

Rüyalara da hükmedemezsin!

Gecenin karanlığına saklanıp

Bir başına koyduktan sonra yine beni.

Batırıp tırnaklarını tenimde gezemezsin.

Uykularımda özgür bırak düşüncelerimi.

Yastığımla arama artık giremezsin.

Vicdanının kömürden kara karasıyla

Bir gecede kaç adamın çarşafını kirleteceksin?

Kabul et bilmiyorsun, yazık ki bilemeyeceksin…

Geçen zamanın neden geçtiğini,

Anıların sadece yıllarla birikmediğini,

Bir yere ait hissetmenin nedensiz zorluğunu

Kabul et ya da etme bilmiyorsun, bilemeyeceksin!

Derinde bir mermer beyazlığı,

Teninde günahların ateşten mezarlığı,

Ot dahi bitmediğinde kalabalıklarında,

Mazimizden bir nefes çekeceksin.

Bilmiyorsun, topraksın çürüyüp gideceksin

Gerçekler bir tokat gibi çarptığında yüzüne

Teslim olup uğultulara, sağırlaşınca

Bitkin de düşünce dudakların susmaktan

İşte o günü unutma!

Bir daha yüreğimi yere seremeyeceksin.

Yorum Bırak

Tanrı Beni Affedecek!

Tanrı beni affedecek, biliyorum.

Çünkü ona büyük saygı duyuyorum.

Çünkü ben olsam onlarca kez bitirirdim.

Bitti yeniden başlıyoruz derdim.

Kimse kuralları bozmayana dek

Sürekli yeniden

İlk oyunu Kabil yüzünden bitirirdim.

Yeni oyuna almazdım onu.

Sonra belki birkaç kere daha yeniden ve yeniden

Bir çocuk ağladığında bile başa dönebilirdik.

Bırakın ölmesini ya da aç kalmasını

Ya da bir kadına istemediği bir şey ilk kez

İlk kez yaptırıldığında

İlk savaşı çıkaranları ve ilk savaşı kazananları,

Oyunun dışına atabilirdim.

O ilk savaşı çıkarmayı akıl edenleri ve

Ve kazanma cüretini gösterenleri

Belki bu oyun da hiç olmayabilirdi.

Ben Tanrı’nın yerinde olsam

Adem’le başlamayabilirdim.

Eğer ben Tanrı olsaydım

Ama ben Tanrı değilim!

Bu yüzden Tanrı beni affedecek!

Biliyorum.

 

02.12.2022

Yorum Bırak

Üstüme Yünden Yorganlar Atın

Buzdan bir odadayım.

Üstüme yünden yorganlar atın.

Ağırlığımca bir boşluk göğüs kafesimde.

Dünyadaki tüm nefesleri çeksem içime,

Verecek yer bulamam.

Tüm saatleri alsam elinizden,

Tüketemem geçmeyen zamanı.

Cesaretlerin hepsini sürsem yüreğime,

Baş edemem korkularımla.

Güneşi bahşetse bana Tanrı,

Aydınlanmaz önümdeki yol.

Yalanların hepsini koysam bir çuvala,

Duyacak tek doğru bulamam.

Öyle bir hal işte halim, ortada…

Bir şeylerin altında kalmak geliyor içimden.

Dizlerimin bağı çözüldü.

Ayakta duramıyorum.

Göğüs kafesimde bir kurşun.

Kanımdan bile çok kanadım!

Üstelik üşüyorum, buzdan bir odadayım.

Üstüme yünden yorganlar atın.

Belli ki bir daha ısınamayacağım.

Bir şeylerin altında kalasım geliyor.

Güneş diyorum, saatler diyorum, cesaretler diyorum.

Yalanlar kalıyor, doğruları söylüyorum.

Buzdan bir odadayım.

Üstüme yünden yorganlar atın.

Yorum Bırak